3 Mart 2013 Pazar

Derin'in Aramıza Katılışı

     Derin'in bugün tam 73.günü. Aramıza katılma tarihini 19 Aralık olarak sabırsızlıkla beklerken kızımızın gelmeye niyeti olmadığını 12 Aralık civarlarında doktor muayenemizde öğrenmiştik.Yine de doktorum ve ben kendimizi normal doğuma göre planladigimizdan, ki doktorum bu zamanda eşine az rastlanır "normal doğum yanlısı" doktorlardandir, bekleyisimize devam ettik.Derin uzun zaman önce doğum pozisyonunu almıştı,suyu yeterliydi,kordonda sıkıntı yoktu,sadece pelvis muayenesinde bende bir miktar çatı darlığı olduğunu ama bebek ultrasonda 3400 gr civarında göründüğü için sorun olmayacağına da ikna olmuştum.Şimdi geriye kalan pozitif doğum hikâyelerini okuyup,dinlemek ve sancilari takip etmekti. 40. hafta kontrolümüzde Derin hanım hala bulunduğu yeri koruyordu ve gelmeye hiç niyeti yoktu. Bende baş gösteren panik hali yerini gitgide sezaryen korkusuna bıraktı. Ama çare yok, bebek oradan bir şekilde çıkacaktı. Mekonyum tehlikesini göze almak istemedigimizden,bebeğin başı hala kanala girmediginden, ultrasonda 3750 gram gorundugunden ve de rahim agzinda hiçbir hazırlık olmadigindan sezaryen ihtimalini doktorumuzla ciddi ciddi konuşurken bulduk kendimizi. O zamana kadar aklımızda hep normal doğum olduğu için sezaryen fikrine alismak başta çok zor oldu. Ama başka bir şansımız yoktu,2 gün sonrasina yani 21 Aralik'a randevu aldık.Malum mayalarin takviminin son günü :) İnanmasam da o gün ameliyat masasına yatma fikri biraz garip ve urkutucuydu itiraf edeyim. 40 hafta bir günlükken nişan geldi telaşıyla tekrar doktorun yolunu tuttuk bi ümit belki doğum başlar diye ama nafile, muayene sonrası gözlenen bir durummuş.
     21.12.2012 Cuma sabahı erken saatte hastaneye gitmek için hazirlandik..Kızımın sadece bana ait,benim bedenimdeki son dakikalariydi. Aylarca, ve hatta sonlara doğru hiç bitmeyecekmiş gibi gelen hamilelik seruvenimin sonuna,beni neyin bekledigini bilmediğim yeni bir hayatın da başlangıcına gelmiştim. Hastaneye giderken aklımdan bin tane şey geçiyordu.Kızımı ilk göreceğim an,acaba neye benziyor,saçlı mi saçsız mi,fotoğrafçı yetişecek mi,epidural anestezi nasıl bir şey,ya sorun olursa vs...Şimdi dönüp bakınca ne kadar anlamsız yere sorun etmişim diyorum.Hastaneye vardik ve beni doğuma hazırlamaya başladılar.İlk kez ameliyat olacaktım,korkmuyor değildim.O an heyecan,korku,stres ve mutluluk hepsi içiçeydi ve ben o duyguları ayırmakta beceriksizdim.Eşim her zamanki gibi en büyük destekcimdi.Annemler ve eşimin ailesi ile teyzem de yanımdaydı.Fotoğrafçı en son anda yetişti ve herkes artık kızımla kavuşma ani için beni uğurladi. Ameliyathanede en son hatirladigim şey "hissediyorum" dedigimdi..Evet,malesef epidural anestezi tutmamisti, ve ben her nasıl olduysa böyle bir ihtimali hiç bilmiyordum!Gözümü açtığımda başka bir yerdeydim,ağrım vardı ve en kotusu de bebeği goremiyordum!Çünkü genel anesteziye geçmişlerdi ve hicbirsey gorememistim.Tarifi zor bir his.Aklınızdan bin tane kötü şey geçiyor.İlk sordugum şey bebegimin nasıl olduğuydu.Sukurler olsun ki iyiydi,sadece genel anesteziye geçmişlerdi ve bir sorun yoktu.. Ben hamileligimin başından beri o anın hayalini kurdugumdan ve bebeği ilk görenin ben olmasını istediğimden ötürü bir miktar hayal kırıklığı yaşadım,ama iyi ki doğum fotoğrafçıları oradaydı ve goremedigim her anı kayıt altına almışlardı.
Minik prensesimi ilk kez odamızda gördüm ve hayatımın şüphesiz en güzel,en karışık,en tuhaf anıydı. İlk başta "Bu kocaman şey benim içime nasıl sığmış!" diye düşünmekten kendimi alamadım.Zaten asansörde odaya gelirken, sevgili eşim beni karşıladığında kızımızın boyunu ve kilosunu söylediğinde bir fotoğraflarım var ki!!Ağzım bir karış açık!Çünkü hiç beklemediğim şekilde 4360 gram ve 53 cm bir bebek dünyaya getirmişiz :) Her zaman ultrasondaki kilo tahmininden daha düşük ağırlıklı olduğunu duymuştum ve öyle bekliyordum,annemle iddiaya bile girmiştim en fazla 3500 gram olur diye..Karnın çok büyük bebek iri herhalde diyenlere de gülüyordum sadece, ilgisi var mı hala bilmiyorum ama bundan sonra öyle söyleyenlere gülmeyeceğim.. Derin'i ilk gördüğüm anı fotoğraflamışlar, bir yabancıya bakıyor gibiyim..Anne adayları sanıyor ki ilk gördükleri anda bebeklerini deli gibi sevecekler, seviliyor tabi ki..Ama ona alışmanız,onun kokusuna,onun sesine,dokunuşuna alışmanız biraz zaman alıyor.Onun da size alışması tabi ki..İlk hissettiğim şey onu koruma hissiydi.Sanki bu dünyada onu benden başka hiç kimse koruyamaz gibi hissetmiştim.Bana sonsuz muhtaç bir canlı, ve tabi ki onu emzirme isteği...İçgüdüsel olarak gelişen bir his, ve acemilik olsa da; emin olun ıssız bir adada doğum yapmış olsanız bebeğinizi emzirmeyi öğretecek bir hemşireye ihtiyaç duymazsınız.Annelik çok içgüdüsel bir şey.
     Hastanedeki gecemizi hiç unutamam.Kızımı kollarımın arasından bir saniye bile bırakmak istememiştim.Uzun zamandır iki kişi olarak içiçe yaşadığımızdan olsa gerek sürekli yanımda olmasını istiyordum.Hastanede annem,kayınvalidem ve eşimle birlikte kaldık.Sezaryenin ilk gecesi benim için zordu.Yürümek oldukça ağrılı olabiliyor,fakat yürüdükçe açılıyorsunuz,ağrılarınız geçiyor.Ve en önemlisi, defalarca o gün tecrübe ettiğim bir şey şu ki; Derin'e baktığım anda bütün ağrılarım diniyordu. Şimdi hayatımın en vazgeçilmez yerinde canım kızım...Ona kavuştuğum anı,birlikte geçirdiğimiz 9 ayı asla unutamam.
     Tanrı'ya bana böyle bir evlat verdiği ve de bu duyguyu tattırdığı için şükrediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder